Binbir Çiçek Montessori Okulu ile Yaza Merhaba Çalışması
Bu sene yaza merhaba Yoga çalışmalarımı Binbir çiçek Montessori okulu ile yaptım. Büyük bir heyecanla planlar yapıp program hazırladım. Her zaman söylerim etrafımda melekler var ve onlardan destek almasam Yogalin® Yogalin® olmazdı diye. Burcu Çağlayan fotoğrafları çekmeyi teklif ettiğinde havalara uçtum.. işte yine şanslıydım. Bu güzel gün resimlerle çocukların anılarında yer bulacaktı.
Hemen elleri sıvadım ve neler yapabilirim diye düşündükten sonra bazı oyunlar ve yoga duruşları kendiliğinden oluştu. Favori oyunum ayak dansıydı. Günler öncesinden evin içinde bir balon şişirip onu papier mache tekniği ile kapladım. Kuruduktan sonra altından balonu çıkardım ve ayaklı sopama geçirdim. Her çocuk için farklı bir yün aldım ve balonun tepesine aralıklarla bu yünleri yapıştırdım. Artık çocukları beklemekten başka yapacak bir şey kalmamıştı… Çocuklar bununla nasıl mı oynadılar? Her çocuk bir yünü eline aldı ve sopanın etrafında dönmeye başladılar. Oyuna başlamadan önce ben Papier mache’nin üzerine tutkal yapıştırdım. Çocuklar döndükçe, yün topun üstüne yapışması gerekiyordu. Papier Mache top sopanın üzerinde biraz hareket ettiği için tüm topu kaplayamadık ama yine de eğlendik. Okulun kurucusu Hilal Hanım bizimle birlikte tüm aktivitelere katıldı ve bu çalışma sonunda farklı bir fikir öne sürdü hemen uygulamaya geçtik. Yünleri direk sopaya bağladık. Çocuklarla hep beraber şarkı söyleyerek bedenin üst kısmından başlayarak belirli bölümlerinden yararlanarak sopayı yünle sardık. Bu da oldukça eğlenceliydi.
Diğer favori oyunumuz ise pıt pıtlar adını verdiğim eşya kırılmasın diye içi hava ile doldurulmuş naylon koruyucu, stüdyonun bir kısmını bununla kapladık ve müzik eşliğinde çocuklara istedikleri gibi baloncukları patlatabileceklerini söyledim. Zıpladılar, yoga duruşları yaptılar, bedenin birçok bölümünü kullanarak baloncukları patlattılar.
Nefes çalışmaları yaptık, Pınar Canko’nun Yogalin’e hediye ettiği topun içine girip herkes kendisi için bir olumlama söyledi. Bedenimizi dinledik ve sonra bedenimizin bazı bölümleri bize ne diyor birbirimizle paylaştık.
Kendimize çoraptan göz yastıkları boyadık içine pirinç ve lavanta koyduk, artık kendi ellerimizle yaptığımız göz yastıklarımız var…
Yerde uzanıp bazı duruşları sanki ayaktaymış gibi düşünerek yapmaya çalıştık.
Hava güzel olduğu için çalışmaların bazılarını bahçemizde yaptık. Bu oyunlardan bir tanesi de dokunarak hissetme, tanıma ve ifade etme oyunuydu. Her bir dairenin üzerinde farklı materyal vardı karton, sünger, plastik, zımpara gibi. Çocuklar önce her birine dokundular, gözlemlediler. Gözleri kapalı olarak hem yerlerini bulmaya çalıştılar hem de ne olduğunu dokunarak tahmin etmeye çalıştılar.
Sonra karnımız acıktığında stüdyonun içinde yerde piknik yaptık. Ev yapımı sağlıklı fırında pişmiş elma ve kepekli unla pişmiş çikolatalı kek yedik. Bombilla’dan aldığım partea ile ağzımızı tatlandırdık. Meyva aromalı tam çocuklara göre bir çaydı.
Gitme zamanı geldiğinde çocuklara sertifikalarını ve yogayı unutmamaları için Yogalin® duruş kartlarını hediye ederek onları uğurladım. Önümüzdeki eylül ayında hepsi ilkokula başlayacak, kimisinin hayatında yoga devam edecek kimisinde kim bilir hangi yeni aktiviteler girecek…
sevgiyle eğlenerek, paylaşarak öğrenmeleri dileği ile…